26 Mart 2024 Salı

sevgili günlük #2 - "ayrılık için son bir mor menekşe"


    8 MAYIS 2008

    Keyifsiz uyandım. Aç karnına bir sigara. Duşa girip annemi aradım. Canımın neden sıkkın olduğunu, yardımcı olup olamayacağını sordu.

    "Hemen de anladın benim güzel annem."

    "Nedir bakalım seni bu kadar üzen?"

    "Bu sene Golden Globe'a aday gösterilmedim."

    "İyi de oğlum," dedi, "Sen zaten 26 senedir Golden Globe'a aday gösterilmiyorsun."

    Buna artık alışmam gerektiğini, önümde daha uzun bir hayat olduğunu, belki günün birinde Golden Globe'a aday gösterilebileceğimi, hatta belki de bir gün Golden Globe'da bir ödüle layık görüleceğimi dile getirdi.

    Anne işte. Anneler bazen böyle yalanlar söyler.

    Yine de mutlu oldum. Aç karnına bir sigara daha. Ama bu sefer keyiften.

    ***

    19 TEMMUZ 2008

    Ayrılmak istediğimi söyledim. 3 sene olmuştu, bir çırpıda çıkıverdi ağzımdan. Yalan yok, korktum başta, yüksek perdeli bir tepki verebilir diye. Ama sakin karşıladı. Hatta bir hayli sakin. Canımı sıkacak ölçüde sakindi.

    "Olur, pekala."

    "Güzel, bu kadar kolay olacağını beklemiyordum doğrusu."

    "Ama sakın arkadaş kalalım deme, bir kırgınlığım olmayacak sana."

    Yüzümde istemsiz bir gülümse.

    "Yalnız bir şey var."

    "Evet?"

    "Mor bir menekşe..."

    "Nasıl yani?"

    "Mor bir menekşe alman lazım," dedi. "Bizde adet bu şekilde. Mesela evlenecek olsaydık, beni evden çıkarmaya beyaz bir defne ile gelmen gerekecekti. Çocuğumuz doğduğunda dünyanın en kırmızı gülünü, tanrı korusun çocuğumuz öldüğünde ise dünyanın en karanlık haberini bana getirecektin. İyi ki tüm bunlar olmadı."

    "Peki," dedim. Son bir mor menekşe.

    Ancak işler istediğim gibi gitmedi. Bir türlü bulamadım mor bir menekşe. Örneğin beyaz menekşeler vardı, hem de tam mevsimi, muhteşem görünüyorlar. Ama kabul etmedi. Yalnızca mor bir menekşe istiyormuş, o kadarmış...

    Ama yok işte. Onlarca çiçekçi dolaştım.

    "Mavi bir menekşe var, bunu gördüğüne inanamayacaksın!"

    "Senden küçük bir istekte bulundum. Son bir istek. Bu kadar zor hale getirmen çok komik."

    "Kızım mavi menekşe buldum diyorum, hayatında mavi menekşe diye bir şey duydun mu?"

    "Başka bir şey söylüyor musun?"

    "Siktiğimin mor menekşesini bulacağım."

    İş bir noktada inada bindi. Kötü hatırlanmak istemiyorum. 

    Hiçbir yerde bulamadığım bu mor menekşeyi internetten arıyorum. Yeni Zelanda'da bir mağaza, bunun tohumlarını satıyor. "Peki," diyorum, öyle olsun.

    Haftalarca bekliyorum, hiçbir ses yok. Siparişi verdiğim mağazaya ulaşamıyorum.

    "Lütfen ayrılalım, bak bulamıyorum işte, eziyet etme bana."

    "Yok öyle," diyor. "Bir yola çıktıysan tamamlayacaksın."

    Günler sonra Messenger'dan bir mesaj isteği alıyorum. Botanik gruplarında birçok yere mor bir menekşe aradığımı yazmıştım. Çok güzel bir kadın. Bir anlığına kendimi onun profil fotoğrafında yanında hayal ediyorum. Birlikte çok güzel görünüyoruz.

    "Sanırım mor bir menekşe arıyorsun," diyor.

    "Evet," diyorum.

    Sahilde bir kahve dükkanının ismini veriyor. Yarım saat sonra orada buluşuyoruz. Fotoğrafta göründüğünden en az 13 kat daha güzel.

    "Sana mor bir menekşe vereceğim."

    "Beni çok mutlu edersin, bunun için her şeyi yaparım, ne istersen..."

    "Pekala," diyor. "Beyaz bir orkide istiyorum senden." Çok güzel gülümsüyor.

    Birer kahve içiyoruz. Birer sigara. Sonra ayrılıyoruz. Ama en yakın zamanda görüşmek üzere tabii. Ona beyaz bir orkide bulduktan sonra. Fazla oyalanmadan çıkıyorum yola. Yol uzun. Beyaz bir orkide arıyorum.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder